14 Aralık 2010 Salı

2010 İleri Demokrasi Günlüğümüz!

Halkın iktidarı anlamına gelen “demokrasi” yerli yersiz kullanımlara maruz kalan çok köklü bir kavramdır. Baştan aşağı farklı bir kültür,yaklaşım ve benimseme gerektiren “ demokrasi” biliyorsunuz ki, ülkemizde pek bir meşhur oldu. İleri demokrasiye geçiş palavraları içinde geçmişle hesaplaşma uyuşturmalarını paravan olarak kullanıp keyfi bir anayasa değişikliği yaşadık. Neydi bize anlatılan? Darbe zihniyetiyle ve darbeciler yargılanacaktı. Hatta Başbakan Grup Toplantısı’nda 80 döneminin bilindik isimlerinin adlarını istismar ederek ağladı. Mektuplar okudu ve bunların hesabının sorulacağını 8 yıldır ağzından düşürmediği ve hiçbir çözüme ulaşmayan “analar ağlamasın” idealine bir başlık olarak daha bunu açtı. Peki neler oldu? 12 Eylül 2010’da EVET çıktı sandıktan. 13 Eylül itibariyle de sayısız dilekçeler verildi. “Darbeciler yargılansın diye.” Hala bir atılım bir hareket göremesek de şaşırmıyorum. Niye mi? Bu ülkede adalet gecikmesiyle meşhurdur. “Ergenekon” sebebiyle tutuklananların arasında daha mahkeme görmeyenler, adı iddianamenin hiçbir yerinde geçmeyenler hepsi adalet bekliyorlar. Ama bu davanın savcısı benim diyen bir Başbakan’ın olduğu hukuk düzeninde kaldı ki kararları da “özgür” mahkemelerin vermesi bir süre daha alacaktır. Bu yüzdendir ki 5-10 yıl öncesiyle hesaplaşamayan bir ülke kaldı ki 30 yıl öncesiyle hesaplaşacak. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş atasözü ne kadar da anlamlıdır. Darbe sonrası zimmetine para geçiren generalleri yargıladıktan sonra haksız yere tutuklanmış, hayatının geri kalanında “fişlenmiş” olarak devam etmiş, anasının babasının bir tokat atmaya kıyamadığı çocuk hunharca işkence görmüş o zamanın gençlerine iade-i itibar yapacak mısınız? Diyelim ki yaptınız. Bu hangi annenin acısını alır. Hangi insanın kaybolmuş yıllarını geri getirir.



Ve zaman yine bizi yöneten zihniyetin ne derece gençlik düşmanı olduğunu, farklı bir sese tahammülü olmadığını gösterdi. İleri demokrasi naraları attıktan çok değil 3 ay sonra Başbakanın Üniversite Rektörleriyle yaptığı toplantıyı protesto etmek amacıyla toplanan bir gruba neler yapıldığını gördük. Bu gençler ne istiyordu peki? Üniversiteler bizim yaşadığımız, öğrenim gördüğümüz, yemek yediğimiz, öğrendiğimiz yerler. Ve buraların sorunlarını bizlerle de konuşmalısınız. Yani üniversitelerin önemini bir kenara bırakıp başka bir yönden bakalım. Taksicilerin sorunlarını görüşmek için Şöförler ve Otomobilciler Federasyonu’yla görüşmek tabi ki mantıklıdır. Ama bir de taksicilere sormak lazım gelir sıkıntıları, sorunları.
Konumuza dönersek bu isteğine olumlu cevap alamayan gençler toplantının yapıldığı yerin önüne gelip slogan atmak istediler. Emniyette bu gençlerin oraya gitmelerini engellemek için zor kullandı, zorbalık yaptı, cinayet işledi. Ne derseniz diyin. Genç bir kız darbeye bağlı olarak bebeğini düşürdü, dişleri kırılanlar oldu, sorguya sağlam girip burnu kırık çıkanlar oldu. Bu iğrençlikleri anlatıp bu işi yapan canavarların varlığını bile anmak istemiyorum. Bu olay daha tazeliğini korurken de Mülkiye’de yapılan bir Anayasa Söyleşisi’nde önce Süheyl Batum protesto edildi. Daha sonra söyleşiye katılan Burhan Kuzu’ya yumurtalar atıldı. Burhan Kuzu’nun ettiği hakaretleri saçma isteklerini falan geçiyorum.



Şimdi vaat edilenler ve 12 Eylül 2010’dan sonra olanlar temel olarak bunlar. Bunun dışında “ Parasız Eğitim İstiyoruz” diye pankart açan üniversite öğrenciler 9 aydır tutuklu bulunuyorlar ve dava bugün yine 6 ay ertelenmiş durumda. Ya da Başbakan’a bir toplantıda Youtube’un kapalılığıyla ilgili sitemde bulunan bir genç 2 bin lira civarında cezaya çarptırıldı. Bunlar uzar gider. Özet olarak şunu demek istiyorum. İleri demokrasi vaatleri, göz boyamaktan başka bir şey değildi. Çünkü hayatlarının hiçbir anında demokrasiyi yaşamamış, farklı sese tahammül edemeyen ve artık son çırpınışlarıyla o farklı sesleri susturmaya çalışan bir iktidarın değil demokrasi kendi oy oranından başka düşünecek hiçbir şeyi yoktur. Yoksa bu yumurta atan gençlere 2 yıllık hapis istemiyle dava başka niye açılsın ki? Ne denir hep: “ Adalet ve Demokrasi gün gelir herkese lazım olur.”


Aybars Aksu 15.12.2010