15 Temmuz 2010 Perşembe

Mehtap








Bugün kafamda kurguluyordum ne yazmak istediğimi? Bir yakamoz yazısı yazacaktım. Fakat tamamıyla rastlantı sonucu bir sohbette öğrendim ki yakamoz denilen şey bir deniz canlısıymış. Bu deniz canlısının yaydığı ışıktan esinlenmişiz.Çok derin anlatımları olan ve karşılaşılması güç bir durummuş. Ay ışığının denize vurması diyerek biz bu kelimyi doğal olarak hayvanı da harcamışız. Ay ışığının denize vurmuş ve buram buram huzur kokan görüntü ise mehtaptır. Ben yakamoz hakkındaki bu hataları bilmiyordum o yüzden bu bir mehtap yazısı olacak...

Mehtap, aydan denize yansıyıp sanki uçsuz bucaksız giderken, ters istikamette de insanın içine işler. Öyle bir huzur verir ki uzaktaki sevgiliyi nerde olursa olsun o ışık gibi süzerek yanına getirir. O parlaklığıda belki bu kavuşturmaya vesile olmanın verdiği gururdandır. Çünkü herkes yakamozun tam yansıdığı yerde olduğuna inandırır kendini. Çünkü sevgili kaç kilometre uzakta olursa olsun ondan geriye kalmış,tanıdık bir mutluluk var orada. Kumlara oturup, belkide geriye doğru yaslanıp düşünmek,hayal kurmak ve hatta o hayallerin gerçekleşme ümidiyle dolmak ,gecenin o saatinde sevgiliyi düşünmek... Kısacası umut etmek.













Buluşma yeridir o mehtap. Verilmiş sözlerin gerçekleştirildiği yerdir. Hiç olmazsa onu veya hatıraları anmak için bir buluşma noktasıdır. Şerefine içilen soğuk bir biranın mezesi de olsa bu hatıralar aslında seni oraya getiren en büyük unsurdur.

O mehtabı kendine zehir etmemekte önemlidir. Düşünmeyide, sevgiliye yanında hissetmeyide,hatıraları dinlemeyide kendi içinde yapacaksın. Kimse bilmeyecek senin ne düşündüğünü. Sana ve kendi içindekine özel olacak o mehtap. Sadece sen istediğin için orda var tatminini yaşamak için. Doğaya hükmedemeyiz fakat ricamızı kabul ettirmiş gibi görebiliriz.













Yazıyı bitirirkende bugün çok değer verdiğim bir insann blogunda gördüğüm ve çok sevindiğim bir efsanenin harika şarkı sözleriyle bitireceğim.



MEHTAPLI GECELERDE


Mehtaplı gecelerde hep seni andım ah


Belki gelirsin diye boş yere yandım ah


Yeter Allah’ım yeter çektiğim çile ah


Belki gelirsin diye boş yere yandım ah

Müzeyyen Senar

1 yorum:

  1. Benim Müzeyyen'ime nazire olmuş sanki ucundan he arkadaşım? :) Çok hoş olmuş, ellerine sağlık. Mehtap aslında sadece meloankolik duygular içerisinde seyredilmez. Pekala yemek yerken de yanında mehtabı seyredebiliriz. Örneğin bol domatesli bir bamya! :)))) Vallahi tüm düşüncelerimi alt-üst eder, hepsine galip gelir ve tek kahramanım olur o yemek ile mehtap. Yanında da şöyle mis gibi bir salata...
    Neyse, bu yazıyla pek örtüşmeyen bir yorum yapmış olsam da eminim sevdiğin yemek olan bamyayı duyunca sen de yazının temasını farklı algılamaya yönelmişsindir :)))

    YanıtlaSil