23 Haziran 2010 Çarşamba

Bestelenmiş Şiirler...

Bu yazıda hiçbir bilimsel tez öne sürmeyeceğim, keşfedilmemişin peşinde düşmeyeceğim. Attila İlhan başta olmak üzere Orhan Veli ve Sabahattin Ali’nin bestelenmiş şiirlerinden benim için değerli olanlarını paylaşacağım…

Mahur Beste, Attila İlhan’ın çok sevdiğim bir şiiridir... Hikayesi çok derin ve anlamlıdır. Şarkıda kastedilen Müjgan eski Türk dilindeki kirpiktir. Şiirin yazılma sebebi ise Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı üzerinedir… Bir Ahmet Kaya bestesi olan Mahur Beste şarkısı Eyvah Eyvah filminde de kullanılmıştır.



Mahur Beste

Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı

Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara



http://fizy.com/#s/102n9y


Attila İlhan’ın bestelenmiş bir diğer şiiri de Sen Benim Hiçbirşeyimsin’dir. En bilinen şiirlerinden biridir fakat bestelenmiş halini bende çok sonradan duydum. Bir Ahmet Kaya bestesi olmuştur bu güzel şiir…



Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz

Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak

Sen benim hiçbir şeyimsin



http://fizy.com/#s/1cic25


Önce şarkı olarak tanıştığım, daha sonraları bir Attila İlhan şiir olduğunu öğrendiğim Beş Dakika Bekle Git bir Yaşar bestesidir.


BEŞ DAKİKA BEKLE GİT

Sen istinyede bekle ben burdayım
İçimde köpek gibi havlayan yalnızliğim
Çünkü ben buradayım karanlıktayım
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
Şarabım bütün ekşi suyum soğuk
Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin
Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç
Karanlık adamlar hüvviyetini sordu mu
Ben senin olmadığını arıyorum

Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git

Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa
Hiçbiri benim değil
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum

Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git


Gelelim Orhan Veli şiirlerine… Zülfü Livaneli’nin 2 kaset bir arada sattığı bir Best Of albümü vardı. İlk orada dinlemiştim bu şarkıyı. Çok sonraları fark ettim Gün Olur’un bir Orhan Veli şiiri olduğunu…


Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...



http://fizy.com/#s/1047em


Orhan Veli’nin belki de en bilinen şiiridir İstanbul’u Dinliyorum. Zülfü Livaneli de bu harika şiiri çok güzel bestelemiştir…



İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.


http://fizy.com/#s/1aj9oy




Son olarak çok sevdiğim bir grup olan Ezginin Günlüğü’nün bestelediği Ayrılış şiiridir.



Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam


http://fizy.com/#s/1gr1s2





Sabahattin Ali’nin Aldırma Gönül şiiri herhalde en bilinen bestelenmiş şiiridir. Edip Akbayram tarafından bestelenen şiirin 3.kıtası okuyunca fark edeceğiniz sebep üzerine yasaklıdır…



Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah'a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma


http://fizy.com/#s/1aj3d6




Son olarak yukarıda bahsettiğim Best Of albümünde dinlediğim bir şarkıydı Leylim Ley. Sabahattin Ali şiiri olduğunu yaşımın küçüklüğü sebebiyle önemsememiştim sanırım…


Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni

Aldım sazı çıkmış gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğradım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni


http://fizy.com/#s/14oagb



Bunlar sadece benim ilk bakışta dikkatimi çeken eserlerdi. Eminim sizin ilginizi çekecek başka şarkılar vardır. Ben bunları koydum.Fakat yer vermediğim şiirlerinde adını yazacağım.



Bedri Rahmi Eyüboğlu-Yiğidim Aslanım, Hasan Hüseyin Korkmazgil- Haziranda Ölmek zor, Acılara Tutunmak, Kemal Burkay- Gülümse, Vedat Türkali- Bekle Bizi İstanbul, Özdemir Asaf- Lavinia….



En son olarak söylemek istediğim, şiirlerimiz ucundan bucağından tutamayacağımız kadar geniş bir deniz. Geniş olduğu kadar yarattığı derinlikte içinde kaybolmamızdan başka bir çıkış yolu sunmuyor bize… Keyifli kaybolmalar....

1 yorum: